Kendi isminden mülhem Deveciler diye anılan mahallenin aynı isimli sokağında ve yine Deveciler Camii'nin harimi dahilindedir. Tavanı cami ile ortak olan türbenin döşemesi tahta olup, sandukaların görünebileceği camlarla donatılmıştır. 12 tane tahta sanduka vardır. Gösterişli olanı Deveci Sultan'a aittir. Bir diğeri Nakipzâde Hacı Kadın Efendiye, Elyakut Hocaya, Miralay Mehmet Ali Bey'e aittir.
Aslen Horasanlıdır. Adı Yusuf tur. Yusuf el-Horasanî olarak bilinir. Erzincan'a vardıkları gece rüyada Peygamber efendimizi görür. Kendisine Peygamberimiz(a.s.) Kastamonu'nun fethi için mücadele eden orduya katılmasını, bu gazanın yetmiş bin Hacc’dan daha efdal olduğunu söyler. Yusuf Efendi tereddüt içinde kalınca yedi gece aynı rüyayı görür. Bunun üzerine hac seferine ayırdığı paralarıyla birçok at alır ve deve alıp Kastamonu'ya döner. Kastamonu'da deve satın alır ve güder ki Deveci Sultan lakabı buradan kalır. Altı ay sonra Atabey Gazi de Kastamonu'ya ordusu ile vasıl olur. Yusuf Efendi develerin tamamını gazilere tahsis eder. Hz. Yusuf el-Horasanî o akşam rüyada Haddad el-Endülisî hazretlerini görerek kendilerine, demirden harp aletleri yapmasını öğretir. Memleketi Atabey Gazi ile fethederler. Türbesi bugün ziyaretgah ve dua okunan mekandır.