Yedi Cuma

Fakir bir ailenin yüksek okul mezunu bir oğlu vardır. Çocuk okulu bitirdikten sonra iki yıl kendine uygun bir iş bulamamış bu nedenle ciddi bir psikolojik bunalıma girmiştir. Hem okuyup da iş bulamadığına hem de çocuğunun günden güne üzüntüden zayıfladığını, hastalandığını gören anne Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesine gelerek burada dua edip namaz kılmış, oğlunun işe girmesi için yedi Cuma gelmeye niyet etmiştir. Kadın, yedi hafta diyerek eğer bu süre içinde olmazsa hem veliyi rahatsız etmem aynı konu için, hem de hayırlı olsaydı iş zaten veli onu oğluma nasip ederdi diye düşünmekte ve inanmaktadır. Niyet ettiği gibi yedi Cuma gelerek burada namaz kılıp, hayırlı bir iş için dua eden kadın, yedinci Cuma günü türbeden evine geldiğinde kapıyı açarken telefonun çaldığını duyar. Aceleyle telefona yetişip açan kadın, sanayi denilen yerdeki bir fabrikadan oğlunu aradıklarını öğrenir. Telefondaki kişi, oğlunun fabrikasındaki işe altı ay önce başvuruda bulunduğunu, elemana yeni ihtiyaç duydukları için bugün aradıklarını eğer işe girmediyse gelip kendileriyle oğlunun görüşmesini ister. Hemen oğlunu bulan kadın, fabrikaya gönderir ve oğlu teknisyen olarak aynı gün o fabrikada işe girer ve üç yıldır aynı fabrikada çalışmaktadır.