Zafer Karakuş

Doğduğu ve yaşadığı yerin ressamı


Tabiat güzellikleri ile Türkiye�nin cennet köşelerinden olan Kastamonu büyük şehirlerin nüfus kalabalığından, trafiğinden ve gürültüsünden kaçmak isteyenlerin sığınabilecekleri bir huzur bölgesi;


panoramik dağlarıyla, yemyeşil ormanlarıyla, zümrüt sahilleriyle, zengin kültürel varlıklarıyla bir çok alternatifler sunan bir belde.

Ressam Zafer Karakuş gözlerini 1958 yılında Kastamonu Yakaören�de (İlişi) açmış ve küçük yaşlarda babasının memuruyeti dolayısıyla büyük şehre merhaba demiş. Artık İstanbul�da yaşıyordu. Anadolu insanlarındaki tevekkül, sabır ve gayret, günlük hayatı, pazarı, tarlası, evi, bahçesi, camisi, tekkesi, çocuğu, yaşlısı hep onun içinde idi. İçindeki hasreti, bu eşsiz güzellikleri Allahın kendisine verdiği kabiliyetleri ile insanlarla paylaşmak istiyordu.

Karakuş�un yağlıboya tablolarında İstanbul�un tarihi, coğrafi ve kültürel özelliklerinin yanısıra ata toprağı Kastamonu�nun tarih öncesi devirlerden günümüze ulaşan güzelliklerini, Türk�İslam devri sanat eserlerinin inceliklerini yansıtan sokak, köy, cami, han, hamam ve bedestenleri; insanlarının sosyal, kültürel özellikleri gözler önüne seriliyor.

Resim sanatına ilgisi ortaokul yıllarında başlamış Ressam Zafer Karakuş'un. Daha doğrusu otuz yıllık resim hocası, bir o kadar da ressam olan ortaokul öğretmeni Saim Alpkurt�un teşvikleriyle sarılmış fırçasına. Işık gölge ve renk uyumlarını hocasından öğrenmiş. Saim Hoca �Öğretmenlik hayatım boyunca gelmiş geçmiş en iyi öğrencim� dediği genç ressamın resimlerini sınıflara bile asmış. Tabii ki hocasının bu teşvikleri Zafer�in resim yapmaya olan ilgisini daha da artırmış.

Lise çağına gelince ailesi resim çalışmalarını geliştirici bir okula gitmesi yerine gelecek kaygısı ile Zafer�i Gemi Yapım Meslek Lisesi�ne gönderir. Orada gördüğü teknik resim derslerinin sonradan faydasını görür. Eğitimi boyunca karakalem, suluboya ve yağlı boya resim yapmaya devam eder. Mezuniyet sonrası 1976 yılında Hasköy Tersanesi�nde çalışmaya başlar.

Memuriyete girip geçim kaygısını atlattığını düşündüğünde rahat nefes alır. Artık dur durak bilmeyen yoğun ve çok yönlü kültür ve sanat yaşamı başlamıştır. Karakalem, suluboya ve yağlı boya resmin yanında karikatüre de merak sarar. Mizah dergilerine on yıl süresince karikatür çizer, karikatürlü ve esprili metinli kartpostal çalışmaları yapar. Bu kadarla da kalmaz, çeşitli gazetelere fikir yazıları yazar. Radyo oyunlarının metinlerini, televizyon kanalları için Kandemir Konduk ile birlikte senaryolar hazırlar. Ama resim her zaman ön plandadır. Ve yaptığı resimler büyük beğeni kazanır. Hatta üç adet yağlı boya tablosu Kanada�nın Toronto Müzesi�ne alınmış.

Memlekete bir tür vefa

Neden özellikle Kastamonu resimleri üzerine yoğunlaştığını �Kastamonu�da doğdum, ama ilgim bundan öte. Fırçayı elime alıp tuvalin karşısına geçtiğimde, o yeşilliklerin içinde, henüz kirletilmemiş tabiatı, betonlaşmamış sahili, buram buram tarih ve kültür kokan Kastamonu�yu görüntülemek istiyorum. Amacım kendi doğduğum yöreyi çalışmalarımla tanıtmak ve doğduğum topraklara vefa borcumu ödemek. İçinde bulunduğu güzelliklerin yeterince farkında olamayan, ona gerektiği gibi sahip çıkmayan insanlarımıza bu güzellikleri göstermek istiyorum� şeklinde ifade ediyor Zafer Karakuş.

Gidip görmeden, onun anlattıkları ve yaptığı resimleriyle Kastamonu�yu tanıyor ve görüyoruz. Batı Karadeniz Bölgesinde, Ilgaz Dağlarının kuzeyinde köklü tarihi ve zengin kültürel değerleriyle Anadolu�nun bu eski yerleşim merkezi gözümüzün önünde canlanıyor.

Anadolu'nun Türkler tarafından fethinden sonra Daniştmenlilere, Anadolu Selçuklularına, Çobanoğullarına, Çandaroğullarına ve Osmanlı İmparatorluğuna kapılarını ve gönlünü açmış, bu dönemlerin yönetim ve kültür merkezlerinden biri haline gelmiş Kastamonu�yu görmeden seviyoruz.

Kentsel sit kapsamına alınmış olan Kastamonu'nun, Taşköprü, Küre, İnebolu ve Abana�nın eski mahallelerinde dolaşıyor, pazar yerlerinde alışveriş ediyor, ahşap evlerinde kahvelerimizi yudumluyoruz hayalimizden.

Mesai dışı tual başında

Resim çalışırken bulunduğu mekanda çok farklı duygular yaşadığını belirtiyor Karakuş: �Ormanlarındaki yeşilin her tonu, tertemiz havası ile deniz ve gökyüzünün mavisi tatlı bir uyum içerisinde yer alan Kastamonu ile ilgili resim çalışmak bana büyük mutluluk veriyor. Şehir hayatının verdiği yorgunlukları, trafik yoğunluğunu ve ekonomik kaygıları unutuyorum.�

Mütevazı, aktif ve çok yönlü Zafer Karakuş son yıllarda bütün vaktini yağlıboya resim çalışmalarına ayırdığını söylüyor.

Evli, üç çocuk babası ve yirmibir yıllık memur olan sanatkâra İstanbul gibi bir şehirde trafik yoğunluğunun, ekonomik kaygıların insanları etkilediği bir dönemde resim çalışmalarına nasıl vakit bulduğunu soruyoruz; �Her akşam en az üç saatim ve hafta sonlarım genellikle resim çalışmalarıyla geçiyor� diyor ve ekliyor: �Ailem ve çocuklarım da bu duruma artık alıştılar. Onlar bana her türlü manevi desteği veriyorlar.� Aileden de yeni bir sanatkar yetiştiğini, altı yaşındaki oğlunun çok güzel resim yaptığını ve daha birbuçuk yaşında iken elinde kağıt kalem resim çizmeye başladığını söylüyor.

Zafer Karakuş'un resimleri sadece doğduğu yer olan Kastamonu'yu konu almıyor. Aynı zamanda okuduğu, çalıştığı, hayatını kazandığı, evlenip barklandığı, kısacası doyduğu yer olan İstanbul'u da resmediyor fırçasıyla. Bugün her ne kadar çarpık kentleşmeye kurban olsa da her sengine yekpare Acem mülkü feda olan İstanbul'un güzelliklerini bir sanatkar gözüyle keşfedip tual üzrerinde sabitleştiriyor dur durak bilmeyen tahribe karşı. Uzun lafın kısası o hem doğduğu yerin hem de doyduğu yerin ressamı.